KAYGININ
GİDERİLMESİNDE AİLENİN ROLÜ NEDİR?
Aileye düşen sorumlulukları şu şekilde sıralayabiliriz:
Aile, çocuklarının sınavlara hazırlanması için gerekenleri ellerinden
geldiğince yerine getirmeli, onlara maddi ve manevi koşulları hazırlamaya
çalışmalıdır.
Aileler, çocuklarının zekâlarını sınavla ölçme yanlışlığına düşmemelidir.
"Sen akıllıysan bu sınavı kazanırsın. Kazanamazsan aklından şüphe
ederiz." gibi yaklaşımlardan uzak durmalıdır.
Aile, çocuklarını başka ailelerin çocuklarıyla kıyaslamamalıdır. "Bak,
falanın çocuğu nasıl çalışıyor. Sen niye onun gibi değilsin? Sen niye
çalışmıyorsun? Senden ne köy olur, ne kasaba. Sen adam olmazsın. Bu
kafayla sen zor kazanırsın!" gibi yaklaşımlar sergilememelidir.
Aileler, çocuklarını kendileriyle ve kardeşleriyle de kıyaslamamalıdır.
"Bak ablana, ağabine, o bizim yüzümüzü ağarttı. Biz senin gibiyken..."
türü karşılaştırmalardan kaçınmalıdır.
Aile, anlayışlı olmalı, çocuğun sorunlarını dinlemeli, sorunlarıyla
ilgilenmeli, sorunlarına çözüm bulma adına ona yardımcı olmalı, özellikle
onun konuşmasına fırsat vermelidir. "Sen ne bilirsin? Sen sus.
Küçükler konuşmaz." yaklaşımlarına hiç girmemelidir.
Aile, çocuğa sağladığı imkânları onun gözüne sokmamalıdır. "Neyin
eksik? Biz senin gibiyken..." gibi sözler sarf etmemelidir.
Aile, çocuğa sürekli: "Çalış!" demek yerine: "Ne yaptın,
nasıl gidiyor, beraber gözden geçirmemizi ister misin, bizlerden bir
beklentin, bir isteğin var mı?" tarzında bir yaklaşımı tercih etmelidir.
Aile, başkalarının yanında kendi çocuklarını eleştirmemelidir.
Aile, çocuğuna onun yaşına göre davranmalı, onun kapasitesine göre beklentilere
girmelidir. Dolayısıyla da çocuğu iyi tanımalıdır. Bunu için öğretmenleriyle
görüşmeli, uzmanlardan yardım almalıdır. Çocuğun kapasitesini belirlerken
duygusal davranmamalı, gerçekçi olmalıdır. Onu olması gerektiği gibi
değil olduğu gibi değerlendirmelidir.
Aile, kendi sınav heyecanını çocuğa yansıtmamalıdır.
Aile çocuğa güvenmelidir ki çocuk da kendisine güvensin.
Aile çocukla ilgili sorunları onunla konuşarak çözme yolunu tercih etmeli;
asla şiddete başvurmamalıdır.
Çocuk aileyi sevmelidir. Aileyi seven çocuk onun söylediklerine değer
verir ve sözlerini de sever. Aileyi sevmeyen çocuk, ailenin beklentilerini
dikkate almaz, onun söylediklerini de sevmez.
Aile yaşantısıyla çocuğa örnek olmalıdır. Aile plânlı, programlı olursa,
öğrenmeyi ve kendini geliştirmeyi önemli görürse çocuğun aileden etkilenmemesi
mümkün değildir.
Bütün bunlara rağmen öğrenciden beklenen davranışlar hala gerçekleşmiyorsa
aile yine de bu saydıklarımızı uygulamaya devam etmelidir. Başka yollara
özellikle şiddete asla başvurmamalıdır. Unutulmamalıdır ki her başarı
uzun mücadelelerden ve sabırdan sonra gelir. Bir latin atasözü şöyle
der: Hiçbir zafere çiçekli yollardan gidilmez