ZENGİNİN ÇORABI
Çok zengin bir adamcağız, ölümünün yaklaştığını hissedince, oğlunu
yanına çağırmış. Evvelâ en mühim vasiyetini bildirmiş. Demiş ki : “Beni
mezara çoraplarımla gömün.” Anlamamakla berâber kabul etmiş oğlu. Adam
bir de mektup tutuşturmuş oğlunun eline. “Ölümümden sonra, ilk başın
sıkıştığında bu mektubu açarsın” demiş sonra. Ona da “Peki” demiş çocukcağız.
Neyse hak vâkî olmuş, adam rûhunu teslim etmiş. Eş dost toplanıp ağıt
yakarken, oğlanı almış bir düşünce. “Ben şimdi bu adamı çoraplarıyla
nasıl gömerim” diye. Bir hoca bulup sormuş acele tarafından. Ama müspet
cevap alamamış. “Olmaz” demiş hoca, “Dinimizce uygun değil böyle bir
şey.” Başka hocaya sormuş, o da “Olmaz” demiş. Çoçuk çâresiz, ölüyü
de artık bekletmeden gömmek lâzım. Aklına birden babasının “İlk başın
sıkıştığında aç” diyerek bıraktığı mektup gelmiş. Hemen mektubu arayıp,
bulmuş. Mektupta şunlar yazılıymış. “Oğlum, gördüğün gibi ben bunca
zenginliğime rağmen yanımda bir çorap bile götüremiyorum. Sen düşün
gerisini...”